top of page
752x395-ari-sutunun-faydalari-nelerdir-a

/ ARI Sütü

          Arı sütü, işçi arılarda başın iki yanında bulunan bezlerden salgılanan ve kraliçe arının farklılaşmasını sağlayan özel bir besleyici ortamdır. Kısa yaşam süresine sahip (4-7 hafta) ve döl vermeyen verimsiz işçi arılar ile karşılaştırıldığında kraliçe arı daha uzun yaşam süresine (2-7 yıla kadar yaşayabiliyor), gelişmiş cinsel salgı bezlerine (günde 2000 yumurta yumurtluyor) ve gelişmiş beden yapısına sahip.

            İşte bir arıyı bu derece geliştirerek kraliçe arıya dönüştürülen özelliği nedeniyle, arı sütü yüzyıllar boyunca insanların ilgisini çekmiş, fiziksel ve cinsel gücü desteklemek ve uzun yaşam için 'antiaging' olarak uygulanmıştır. 

           Büyümeyi uyarır, bedeni kuvvetlendirir, bağışıklığı destekler, kan değerlerini artırır, organizmayı canlandırır, hafızayı onarır, depresyonu iyileştirir, metabolizmayı düzenler, diyabetiklerde kan şekeri seviyesini düzenler. Paha biçilmez protein içeriği ile çocuk gelişiminde önemli katkı sağlar, genç bedenlerde bağışıklığı destekler.

Arı sütünün gücü nereden geliyor?

            Kraliçe arı ile işçi arı arasında genetik bir farklılaşma söz konusu değil. Sadece arı sütü ile beslenen larva, kraliçe arı olarak farklılaşabilir. Bilim dünyasının en önemli dergilerinden biri olan Nature'de 2011 yılında yayımlanan bir çalışmada, Japon araştırmacı Dr. Kamakura ve arkadaşları, arı sütü içerisinde işçi arıya dönüştürülen bileşenin sırrını ortaya koyuyor (Kamakura, 2011).

          Araştırıcılar öncelikle arı sütünü oda ısısında bekleterek içeriğinde meydana gelen değişimleri izlemiş.                          Sonuçta birkaç proteinin bu süreçte bozulduğu tespit edilmiş. Yapılan ayrıntılı analizde 57 kilo dalton molekül ağırlığına sahip bir proteinin kraliçe dönüşümünü sağladığı tespit edilmiş ve bu protein 'royalaktin' olarak adlandırılmıştır. Nitekim ayrıştırılan bu madde kraliçe arı vermeyen normal bir ortama konulduğunda, larvanın kraliçe arıya dönüştüğü görülmüştür. Diğer taraftan, biyoteknolojik olarak sentezlenen yapay royalaktinin de benzer şekilde larvadan kraliçe arı oluşturduğu gözlemlenmiş. 

         Çalışmada ilginç olan diğer husus, royalaktin maddesi meyve sineklerinin (Drosophila sp.) gelişim ortamına ilave edildiğinde, meyve sineklerinin hızla gelişerek yaşam sürelerinin uzadığı ve bedenlerinin daha büyük hale geldiği görülmüştür. Araştırıcılar daha sonra royalaktinin ne şekilde sinyalleştiğini araştırmış...

          Meyve sineklerinin genetik olarak insan genomu ile ortak özellikleri bilindiğinden, bu bileşiğin veya bir türevinin insan üzerinde de olumlu etkiler sağlayabilmesi mümkün görülüyor. Acaba benzer bir protein insanın yaşlanmasını geciktirebilir mi?

 

Arı Sütünün insan sağlığı üzerine etkisi

       Arı sütünün insan yaşamını uzattığı, genç ve enerjik kalmasını sağladığı inancı Eski Mısırlılar Dönemi'nden beri tarihi belgelerde kayıtlıdır. Bu nedenle firavunların ölümden sonrada bedenlerinin bozulmadan korunabilmesi için uygulama mumyalama karışımlarının bileşimininde arı sütü de yer almıştır.

Sağlıklı gönüllülerde arı sütünün uzun süre uygulanması ile ne gibi etkiler görülebilir?

        Japonya'da yapılan araştırma sonucunda arı sütünün alyuvar sayısında artış ve açlık kan şekerinde düşmesinin yanı sıra, özellikle testosteron (erkeklik hormonu) seviyesinde gözlenen artışa bağlı olarak, testosteron/dehidroepiandrosteron sülfat (DHEA-S) oranında çok belirgin bir artışın sağlandığı gözlenmiş. Ayrıca beyin sağlığına yönelik testlerde (SF-36) dikkati çekici bir gelişme tespit edilmiş. Bu bulgular, özellikle DHEA-S'den testosterona dönüşümün hızlandırılması ve kan hematokrit değerlerinde görülen artış oldukça önemli.

Serbest radikal hasarını önleyci etkisi (antiosidan)

          Deneysel çalışmlara, diğer arı ürünleri gibi arı sütünün de kuvvetli antioksidan etkisi bulunduğunu ortaya koymaktır (Nakajima et al.,2009).

         Arı sütünün deneysel çalışmalar ile tespit edilen biyolojik etkinliklerinin temelinde kuvvetli antioksidan etkisinin katkısı önemli rol oynamaktadır. Mesela arı sütünün antioksidan etkisine bağlı olarak deneysel travmatik omurilik hasarlarında iyileşmeye yardımcı olabileceği önerilmektedir (Aslan et al., 2012)

   

Karaciğer hasarını onarıcı etkisi (antihepatotoksik)

deney hayvanlarının karaciğerinde oluşturulan hasara karşı, uzun süreli (1-3 hafta) arı sütü uygulamasının koruyuculuk sağladığı bildirilmektedir. Arı sütünün 7 gün uygulanmasıyla, deney hayvanlarında parasetamol ile oluşturulan karaciğer hasarını belirgin bir şekilde onardığı gözlemlenmiştir. (Kanbur et al. 2009)

 

Mikroorganizmalar üzerinde etkisi (antimikrobiyal)

        Balda bulunan fruktoz ve arı sütünde bulunan mannozil glikoproteinlerin, Pseudomonas aeruginosa'ya tuzak oluşturarak PAIIL nötralizasyonu sağladığı bildiriliyor. 

        Arı sütü bal ile karıştırıldığında birbiri ile etkileşerek antibakteriyal etkisinin arttığı bildirilmektedir( Boukraa et al., 2008b).

Balın mikroorganizma üzerindeki etkisi (minimum inhibitör derişiminde düşme olarak), ilave edilen arı sütü miktarı ile orantılı olarak artış göstermiş; %1 arı sütü ilavesiyle %5050, %2 arı sütü ilavesiyle %66,6 ve %3 arı sütü ilavesiyle %90 oranında arttığı tespit edilmiştir.

 

Dermatolojik etkileri

Arı sütünün kolajen onarımını sağladığı ve cilt yaşlanmasını önlediği bilinmektedir. Bu nedenle sıklıkla yaşlanma karşıtı 'antiaging' formüller içerisinde yer almaktadır.

  •   Kolojen sentezini uyarır: Arı sütü (%1 derişimde) uygulandığında yumurtalıkları çıkarılmış farelerde, östrojen eksikliğine bağlı olarak kolajen seviyesinde gözlenen azalmanın hafifletebildiği gösterilmiştir(Park et al., 2012)

  • yara ve yanıkların iyileşmesini hızlandırır, enfeksiyon riskini önler: Özellikle bal ile karıştırıldığında, yaralarda ciddi enfeksiyonlara yol açan bakterileri üzerinde yüksek etki gösterebileceği bilinmektedir. 

  • Melanin sentezi inhibisyonu gerçekleşecektir. 

Eklem hastalıkları ve yangı giderici etkisi (antienflamatuvar, antiromatizmal)

           Arı sütünün, miktara bağlı olarak makrofajlar üzerinde sitotoksik etki göstermeden yangıya yoıl açan hücre sinyal molekülleri baskıladığı tespit edilmiştir. (Kohno et al.,2004)

Bağışıklık Sistemini düzenleyici etkisi (immünomodülatör)

Graves hastalığında etkisi

Alerji önleyici etkisi (antialerjik)

          Arı sütünün alerjik reaksiyonları önleyici etkisi bulunduğu gösterilmiştirSver et al., 1996; Mannoor et al., 2009)

Tümör gelişimini önleyici etkisi (antitümör)

          Arı sütünün tümör gelişimini önleyici etkisi, bağışıklık sistemini düzenleyici (immünomodülatör) etkisiyle açıklanmaktadır. 

         Çalışma bulguları, arı sütünün kullanılan miktara ve süreye bağlı olarak tümörlere karşı antitümör etkisi bulunduğunu açık bir şekilde göstermektedir. 

 

Kemoterapi uygulamalarında tedaviye etkisi 

         Kanser kemoterapisinde uygulanan bazı ilaçların, vücuttaki organlar ve sağlam hücreler üzerinde yaptığı olumsuz etkiler, tedaviye ara verilmesi ve kullanılan kemoterapi ilacınının dozunun düşürülmesi gibi nedenlerde tedavinin başarısını olumsuz etkileyebilmektedir. Bu nedenle ilacın etkinliğini olumsuz etkilemeyecek, ancak orgamn hasarı  gibi istenmeyen yan etkileri önleyebilecek uygumalara ihtiyaç duyulmaktadır. 

Üreme işlevleri üzerindeki etkisi (erkelerde ve kadınlarda) 

          Erkeklerde cinsel istek ve performansı artırıcı etkisidir. Ancak kadınlarda doğurganlık oranının artırılmasında da olumlu etkileri bulunduğu, yürütülen bilimsel çalışmalarda ortaya konulmaktadır. 

Arı sütü ve gebelik 

          Araştırma sonuçları, arı sütünün kadınlarda hormon seviyesini düzenleyerek hamile kalmayı kolaylaştırabileceğini ortaya koymaktadır. 

Erkelerde arı sütünün etkisi

          Erkek tavşanlar üzerinde (in vivo) yapılan bir araştırmada, erkeklik hormonu testosteronun seviyesinde yükselme, sperm sayısı ve hareketliliğinde artış, anormal/ölü sperm miktarındaazalma sağlandığı tespit edilmiştir(Kohguchi et al., 2004; Elnagar, 2010).

Menopoz dönemi şikayetleri üzerinde etkisi

         Arı sütünün hormanal etkilerine bağlı olarak özellikle menopoz döneminde en önemli sorunlardan biri olan osteoporoz (kemik erimesi) gelişiminin önlenmesinde yaralı olabileceği ileri sürülmektedir. 

Kalp-damar sistemi üzerinde etkisi (kardiyovasküler)

          Deneysel çalışmalarla, arı sütünün yüksek tansiyonu düşürücü, damar genişletici, yüksek kolestrolü düşürücüetkileri bulunduğu gösterilmiştir(coho, 1977).

Santral sinir sistemi üzerinde etkisi

Arı sütünün sinir hücrelerinin oluşumunu artırdığı ve farklılaşmasını sağladığı bildirilmektedir. Yapılan bir çalışmada her çeşit beyin hücresinin oluşumunu sağladığı gözlemlenmiştir(Hattori et al., 2007a).

     Arı sütünün, sinrlerin işlevleri üzerindeki bu etkileri ile ilişkili olarak depresyon gibi nörolojik hastalıklarda koruyucu ve tedaviye yardımcı, yararlı olabileceği (Hattori et al., 2011), hafıza ve öğrenme işlevleri üzerinde de olumlu katkıları olabileceği ileri sürülmektedi (Fujiwara et al., 2011).

 

Kan şekeri düşürücü etkisi (antidiyabetik)

        Arı sütünün sıçanlarda insülün benzeri hormon salgılanmasını sağlayarak kan şekerinin kontrolünü sağladığı tespit edilmiştir. Arı sütünün, früktoz içirilen sıçanlarda kan insülin seviyesini artırarak insülin direncini önlediği bildirilmektedir (zamami et al., 2008).

 

Gastrointestinal sistem üzerinde etkisi

        Deney hayvanlarının (sıçanlarda) kalınbağırsağına (intrakolonik) asetik asit uygulanması ile oluşturulan kolit modeli üzerinde, 4 hafta süreyle 150 mg/kg dozda arı sütü uygulanmasının, arı sütü verilmeyen sıçanlarla kıyaslandığında, kolonda yangı tepkimesinin göstergesi olan mast hücre sayısını azalttığı ve asetik asitin yok açtığı hasar alanının ufaldığı histokimyasal teknikle gözlemlenmiştir (Karaca et al., 2010).

       Bu bakımdan arı sütünün yangı giderici etkisi ve hücre yenileyici özelliği ile kolit tedavisinde yararlı olabileceği düşünülmektedir (Karaca et al., 2011).

Yan etki ve uyarılar

Arı sütü uygulanmasına bağlı anaflaksi vakası oldukça ender görülen bir durum olmasına karşılık, hassas kişilerde immünoglobülin E (IgE) sekrasyonuna bağlı olarak anaflaksi ve alerjik reaksiyonlar görülebilmektedir. 

Ar sütü uygulanması ile alerji ve astım bildirilen yedi hastanın kan serumunda tespit edilen 55 kDal'luk proteinin, bu yan etkinin muhtemel etkeni olduğu düşünülmektedir (Leung et al., 1995).

Ayrıca astım hastalarında bronkospazm (bronşlarda daralma) (Larporte, et al., 1996; Harwood, et al., 1996; Bullock, et al., 1994; Thien, et al., 1996) ve 25 gün süreyle arı sütü kullanan 53 yaşında bir kişide hemorajik kolit vakası bildirilmiş (Yonei et al., 1997)

Önerilen miktar

Belirli bir doz sınırlandırılması bulunmamaktadır. Genellikle günlük 250-500 miligram uygulanmaktadır.

ADRES

HABERDAR OLMAK İÇİN!

ÇİFÇİER Arıcılık
Bayındır İzmir

İletişim: ycifcier@gmail.com

© 2021 Çifçier Arıcılık Tüm Hakları Saklıdır.

Gönderdiğiniz için, teşekkür ederiz.

  • 34-349589_whatsapp-icon-png-image-free-d
  • Black Facebook Icon
  • Black Instagram Icon
bottom of page